Denizli
Tekstil sektöründe çalışan 30 yaşındaki Hilmi Gürbüz Özdemir, babasının klasik otomobillere tutkusundan etkilenerek kendisi de merak sardı.
2012 yılında İstanbul’da üniversite okuduğu dönemde ilk klasik otomobili olan 1967 model Volkswagen Beetle alan Özdemir, sonrasında arkadaşları Ümit Koyuncuoğlu ve Yunus Ulusoy’u da bu meraka ortak etti.
Denizli’de 2015 yılında bir garaj kiralayarak bu tutkuyu işe dönüştüren 3 arkadaş, hurdalıklardan topladıkları arabaların tamir ve restorasyonlarını yapmaya başladı.
Takip ettikleri modellerden otomobilleri aldıktan sonra garaja getiren ve tüm parçalarını sökerek restore etmeye başlayan Özdemir ve arkadaşlarına, çok sayıda oto tamir ustası da destek sağladı.
Bulunamayan parçaları kendi imkanlarıyla üreten Özdemir, Koyuncuoğlu ve Ulusoy, 25’e yakın otomobile ikinci şansı verdi.
Elden geçen otomobillerin bazılarını meraklılarına satarak kazandıkları parayı yeni projelere harcayan genç girişimciler, satmaya kıyamadıkları 1958, 1963, 1971, 1973 ve 1997 model Volkswagen Beetle, 1959 model Citroen 2CV, 1966 model Volkswagen T1, 1984 model Toyota HJ47 Land Cruiser, 2003 model Land Rover Defender model araçlardan ise bir koleksiyon oluşturdu.
“Müzelik kondisyona getiriyoruz”
Hilmi Gürbüz Özdemir, AA muhabirine, hurda otomobillerle ilgilendiklerini bilen çok sayıda arkadaşlarının olduğunu, ülkenin farklı kentlerinden çağrılar aldıklarını, takip ettikleri modelleri alıp garajlarına getirdiklerini belirtti.
Garajda araçları adeta yeniden imal ettiklerini, tüm parçalarını sökerek işe başladıklarını aktaran Özdemir, “Kendimiz yapabildiğimiz tüm işlemleri burada yapıyoruz, yapamadığımız kısımlarda da sanayideki ustalardan yardım alıyoruz. Bu araçların çoğu insanların dönüp bakmayacağı şekildeydi. Biz bu arabaları alıp müzelik kondisyona getirdik.” dedi.
“1959 model arabayla 11 ülke gezdik”
Tamirini yaptıkları 1959 model Citroen 2CV ile 11 ülke gezdiklerini anlatan Özdemir, şöyle devam etti:
“60 yaşındaki bir arabayla insanları şehirlerarası yolculuk yapmaya çekinirken biz ülkeleri gezmeye başladık. 2019’da arkadaşımla birlikte 1959 model bir arabayla 11 ülke gezdik. Yunanistan’dan ülkeleri gezerek Almanya’ya gidip geri döndük. Yaklaşık 20 günlük bu seyahatte bütün Balkan ülkelerini tek tek gezdik. Farklı arabalarla önümüzdeki yaz, yeni yurt dışı gezileri planlıyoruz.”
Restorasyonların uzun ve emek isteyen bir süreç olduğunu dile getiren Yunus Ulusoy ise “Usta ve parça bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Birçok şeyi kendimiz yapmak zorunda kalıyoruz.” dedi.
Nostaljik hisler yaşadıklarını kaydeden Ümit Koyuncuoğlu da “Zamanında birçok hikayeye şahit olan arabalarla yeni hikayeler yazıyoruz.” diye konuştu.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.
