Balıkesir
Doğuştan engelli 63 yaşındaki Salih Mehmet Aslan, ilkokulu İstanbul İstinye’de, ortaokulu Ankara Bahçelievler’de görme engellilere yönelik eğitim kurumlarında yatılı okuduktan sonra liseyi dışarıdan bitirdi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği Bölümünden mezun olan Aslan, 1988’de Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı.
Evlenince maddi imkansızlıklar nedeniyle okula devam edemeyip kaydı silinen Aslan, Balıkesir Devlet Hastanesinde yıllarca yöneticilik yaparak emekliye ayrıldı.
Üniversite öğrencilerine af çıkınca çocukluk hayali avukatlık için yeniden okul sıralarına dönen Aslan, 2015’te mezun olup diplomasına kavuştu.
Avukatlık cübbesini 55 yaşında giyen Aslan’ın iki çocuğundan kızı gazeteci, oğlu ise esnaflık yapıyor.
Ofisinde yardımcısı bulunan, beyaz bastonuyla duruşmalara giren Aslan, telefonuna yüklediği programın konuşma özelliğini kullanıyor, Braille alfabeli tablette notlarını alıyor, bilgisayarını ses komutlarıyla kullanıyor.
“Beni tanıdıktan sonra ön yargılarını yıkıyorlar”
Avukat Salih Mehmet Aslan, AA muhabirine, işini severek yaptığını, sağlığı el verdiği sürece mesleğine devam etmek istediğini söyledi.
İnsanların mağduriyetini gidermeyi, onlara haklarını daha çok kullanmaları için imkan sağlamayı amaçladığını belirten Aslan, “Bu bağlamda görevimize devam ediyoruz ama engelli bir hukukçu olarak diğer meslektaşlarımdan herhangi bir farkımın olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
Aslan, kendisi için paradan çok dava kazanmanın hazzının önemli olduğunu vurgulayarak, mesleğinde kendisini sürekli geliştirmeye çalıştığını dile getirdi.
Mesleği yaparken zorlandığı zamanlar olduğunu aktaran Aslan, “Vatandaş ilk etapta görmeyen bir avukatın kendini savunup savunamayacağı veya davayı takip edip edemeyeceği konusunda tedirgin olabiliyor. Adliyede ilk kez görme engelli biriyle karşılaşan arkadaşlar da zaman zaman endişe ediyorlar ama beni tanıdıktan sonra ön yargılarını yıkıyorlar.” ifadesini kullandı.
Aslan, hukukun herkese en iyi şekilde uygulanması için üzerine düşen görevi yapmaya devam ettiğini aktararak, şöyle konuştu:
“Benim amacım farkındalık yaratmak, insanların her şartta azimli olduklarında, istediklerinde birçok zorluğu yenip başarılı olabileceklerini göstermektir. Ben çalışmayı ve mesleğimi seviyorum. Severek, isteyerek yaptığım için de hem işimi yapmaktan hem de çalışmaktan gayet mutluyum. Okumanın yaşı yoktur, okumayanların okumasını, çalışmayanların bir işle uğraşmalarını tavsiye ediyorum. Özellikle engelli çocuğu olan ailelerin çocuklarını bir çiçek saksısı gibi evin içine kapatmamalarını, onları toplumla iç içe yaşamaları için teşvik etmelerini istiyorum. Toplumdan izole etmek son derece kötü bir durum. Hem kendilerine hem de o engelli bireylere zarar vermiş oluyorlar. Engelli olmayı kimse istemez ama bu gerçeği de kimse yok sayamaz.”
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.
